Altmışlı yıllar, bir yaz mevsimi. Victor Chmara, Cezayir Savaşı sürerken Paris’ten kaçarak Fransa-İsviçre sınırındaki küçük bir tatil kasabasına gelir. Burası görkemli otelleri, seçkin müdavimleri ve
Evet, yarın değil öbür gün yola çıkmaları gerekiyordu. Bunu düşününce Louis’nin içini bir çaresizlik duygusu kaplıyordu. Paris’te ne yapacaklardı? Bu iki İngiliz’e açılma, hatta onlardan öğüt isteme
Gizemli bir kaza sonucunda hafızasını kaybeden ve geçmişini ardında bırakıp özel dedektiflik yapmaya başlayan Guy Roland, on yıl sonra geçmişiyle yüzleşmeye, gerçek kimliğini keşfetmeye karar verir.
Günübirlik yaşayan yoksul, sevecen bir genç adam, yavaş yavaş ve neredeyse kendiliğinden kurulan ama hiçbir zaman sonu belli olmayan dostluk ve aşk ilişkileri, kısa süren sevinçler, kolay kolay dışa
Yazar Jean Daragane, Paris karmaşasını ardında bırakıp inzivaya çekildiği bir hayat yaşar. İnsanlardan mümkün olduğunca uzak durduğu, nadiren dışarı çıktığı bir düzen kurmuştur kendine.
Eylül ayının
"Kankardeşim Dorutay", bir "Köroğlu" öyküsüdür. Yoksulların koruyucusu, halkın savunucusu olan Köroğlu, Çamlıbel’i yurt edinip zalim beylere kafa tutarken, yanında, kendisine inanmış tam kırk yiğidi
Boris Vian, nevi şahsına münhasır bir yazardır. Dolayısıyla eserleri de “farklı”dır. Asuman Kafaoğlu-Büke, Yazın Sanatı adlı denemesinde Vian’ın yazım anlayışını şöyle anlatır:
“Vian’ın romanlarında
EDUARDO GALEANO, 1940’ta Uruguay’ın başkenti Montevideo’da doğdu. 1973’teki askerî darbe sırasında bir süre hapis yatıp serbest bırakıldıktan sonra yerleştiği Arjantin’de Videla’nın askerî diktatörlü